Haftanın yıldızı merkez bankaları
Merkez bankalarının kritik hamleleri, bu hafta finans dünyasının nabzını tutacak. ECB ve FED’in faiz kararları, küresel bazda atılacak adımları belirleyecek. Türkiye piyasasında da TCMB’nin toplantı sonrası notları dikkatle okunacak
Yeni haftada, piyasaların ve ekonomi takipçilerinin gözü kulağı merkez bankalarında olacak. 21 Mart Perşembe günü gerçekleşecek ECB Başkanı Christine Lagarde’ın konuşması ve ABD Merkez Bankası FED’in faiz kararı öne çıkacak. Her iki merkez bankasının tercihi küresel para politikalarındaki seyri belirliyor ve uluslararası finans piyasalarında volatiliteyi artırmaya yol açabiliyor. Öte yandan, TCMB’nin aynı gün açıklayacağı faiz kararı da yurt içi piyasalar yönünden önemli.
TCMB’nin faiz toplantısında genel beklenti, faizi yüzde 45 seviyesinde sabit tutması yönünde. Anket sonuçları, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun faizde bir değişiklik beklemediği yönünde. TCMB’nin attığı sıkılaştırma adımlarının yeterli olduğu yönünde. Bunun yanı sıra para politikası notlarında vereceği mesajlar önemli olacak. Piyasalar Merkez Bankası’nın adımlarını bu gelişmelerle takip edecek.
Kritik veriler
Önümüzdeki hafta uluslararası piyasalarda, ayrıca İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararları, Euro Bölgesi ve İngiltere’nin TÜFE verileri de takip edilecek. Bu veriler ve kararlar, küresel ekonomik trendler ve piyasa beklentileri açısından kritik öneme sahip.
Kâr satışları, piyasada yönü belirlemede etkili oluyor
Geride kalan haftada Borsa İstanbul’da genel bir satış eğiliminin hâkim olduğu görülüyor. Belirli sektörlerdeki düşüşler, yatırımcıların mevcut ekonomik ve finansal koşullara yönelik değerlendirmelerinin bir yansıması. Öte yandan hızlı yükselen sektörlerde kâr satışları görülüyor. Önümüzdeki dönemde, bu sektörlerdeki gelişmeler ve genel piyasa trendleri, yatırımcıların stratejileri üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak.
BIST Teknoloji sektörü yüzde 7,9 düşüşle haftanın en fazla değer kaybeden sektörü olarak öne çıkıyor. Madencilik sektörü, yüzde 7,01’lik bir düşüşle ikinci sırada yer alırken onu gıda ve içecek sektörü yüzde 6,66’lık bir düşüşle izliyor.
En az değer kaybedenler sigorta, elektrik ve ticaret sektörleri oldu. Bu sektörlerdeki haftalık düşüşler yüzde 2’nin altında gerçekleşti.
Borsanın ‘röntgeni’ bize ne söylüyor?
Piyasalarda hareketli bir süreç yaşanırken borsada satış baskısı etkili. Teknik göstergelerin bir kısım önemli sinyali aslında bir süredir bize işaretini veriyordu. BIST 100 Endeksi’nde haftalık kapanış 8.828 oldu. 16 Şubat ile 26 Şubat arasında, yükselişi sorgulayan dojilerin oluşumu ve ardından gelen yatay seyir, yukarı yönlü ivmenin kırılma noktasına ulaştığını ima ediyordu.
Diğer taraftan bollinger bantları, alım-satım kararlarında kritik role sahip. 6 Mart’ta bant desteğinden gelen alımlarla yatırımcılar için umut ışığı doğsa da, 12 Mart’ta orta bant desteğinin kırılmasıyla bu umutlar bir kez daha gölgelendi. Bu, piyasanın kararsızlığını ve olası bir dönüşün habercisi olabilecek belirsizliği gösterdi. İşlem hacminin 19 Şubat ile 16 Mart arasında sürekli azalması, piyasadaki katılımcıların temkinli davrandıklarına işaret ediyor. BIST 100’ün 15 Mart’ta bollinger bant desteğine gelmiş olması “yeniden güçlenme bölgesi” olarak potansiyel bir toparlanabilmesi için önemli.